26 Şubat 2013 Salı

Vajinismusu evde yenmek mümkün mü?

Bu blogu başlattığımdan beri bir kaç defa bana sorulan sorulardan birisi şu: "Dışarıdan yardım almadan, evde tek başıma vajinismusu yenmek mümkün mü?" Bu soruya her defasında aynı cevabı veriyorum. Evet, mümkün ama bence boşuna risk almaya ve zaman kaybetmeyi göze almaya gerek yok. Eğer durumunuz uygunsa kadın sağlığı ve cinsel yaşam üzerine yoğunlaşan bir psikologa gitmeniz en doğru tercih olacaktır. Çoğu zaman tıbbi bir problem, anatomik bir bozukluk ya da cinsel fonksiyonlarda bir terslikle alakası yoktur vajinismusun. Kökeni hemen hemen tüm vakalada psikolojiktir. O yüzden eğer korkularınızla yüzleşmeye, kendinizi suçlamaktan vazgeçmeye hazırsanız ve eşiniz de size destek olacaksa o zaman vajinismustan evde, dışarıdan yardım almadan ya da bir terapiye baş vurmadan da kurtulmak mümkündür. Ama neden risk almak isteyesiniz? İşte size profesyonel yardım almak için beş makul sebep:


1 - Kaynağı tespit edemeyebilirsiniz: Vajinismus tedavisi her kadına standart şekilde uygulanan, her bedene uyar tarz bir tedavi değildir. Her kadının vajinismustan muzdarip olmasında çeşitli faktörler değişik ağırlıklarda rol oynar. Genellikle sebep oldukça derinde yatan endişe ve korkular olduğu için öncelikle doğru psikolojik duruma ulaşmadan davranışsal terapiye ve tedavi kitleriyle oynamaya başlamak sonuç vermeyebilir ya da çözüme ulaşmanızı geciktirebilir.






2 - Eşiniz yeteri kadar motive olmayabilir. Hızlı vajinismus tedavisindeki en önemli etkelnlerden birisi erkeğin tavrı ve tutumudur. Her ne kadar iyi niyetli olsa da iş ciddiye binip de randevular alınmadan erkeği çözüme katkıya ikna etmek zor olabilir. Bunu evde halledilebilen ve daha önemlisi kadının çözmesi gereken bir problem olarak algılamasına yol açabilirsiniz. Doktorun ya da terapistinizin ofisinde işin ciddiyetini ve kendinden bekleneni daha iyi anlayacaktır. Unutmayın erkekler rahatına düşkündür ve eğer çözümü evde kendi başınıza bulabileceğinizi düşünürse eşiniz tüm işi sizin üstünüze yıkmaktan çekinmez. Erkek zihni olabildiğince az enerji ve çaba harcayarak rahatına bakmak üzere programlıdır. 


3 - Kendinizi hatalı olan taraf gibi hissedebilirsiniz. Bun kaç defa da yazasam asla tekrarlamaktan vazgeçmeyeceğim. Vajinismusu yenmek kafada başlar vajinada biter. Önce içinde olduğunuz durumdan dolayı hiç bir kusurunuz veya hatanız olmadığına inanmalısınız. Bunun tamamen gerçekleşmesi için en doğru ortamda tedavinize başlamalısınız. Kendi imkanlarıyla sorup soruşturup evinde kendi başına vajinismustan kurtulmaya çalışmak ister istemez tüm sorumluluğun (ve kaçıılmaz olarak kusurun) kadının sırtına yüklenmesine yol açar. Durduk yere kendinizi kendi yarattığı sorunu çözmeye çalışan kişi durumuna düşürmeyin. Ne gerek var? 


 4 - Kendi başınıza derin endişe ve korkuları yenmeniz zor olabilir. Pek çok kadın için vajinismusu yenmek demek tekrar ya da ilk defa ilişkiye girecek kadar iyileşmekten ibaret. Hiç bir destek almadan bir başınıza tedavinize başlarsanız ancak birleşmeye tahammül edecek kadar gelişme kayseder kaydetmez tedavinizi sona erdirebilirsiniz. Bu asla ve asla yapmamanız gereken bir şey. Vajinismus tedavisi kadın ilişkiye girebildiği anda değil sağlıklı bir cinsel yaşamın önnüde vajinismustan kaynaklanan bir engel kalmadığında biter. Bu sadece eşinizle öyle ya da böyle birleşme yapabilmeyi değil aynı zamanda cinselliğinizden keyif alabilmeyi, kaygı ve endişe yaşamadan cinselliğinizi yaşayabilmeyi de kapsar.


 Cesaretiniz kırılabilir. Sağlıklı bir destek olmadan, bir profesyonelin görüşünü almadan başladığınız tedavide umduğunuz ya da hayal ettiğiniz kadar süratli bir gelişme elde edemezseniz cesaretinizi yitirip yılgınlığa kapılabilirsiniz. Bu süreçte tecrübenizi paylaşacağınız ve size yol gösterecek birilerinin olması önemlidir.

17 Şubat 2013 Pazar

Seval'in Vajinismusla imtihanı - 1 (Yetişme, eğitim,aile tarihçem)


Hikayemi nereden anlatmaya başlayacağımı çok düşündüm. “İyi eğitimli, iş sahibi genç kadının vajinismus kabusu”…Kendimi dergi kapaklarında ya da gazetelerin Güzin Abla köşelerinde görür gibi oluyordum. Sadece benim için değil ailem için de zor bir süreçti ve her adımda ancak uzun bir uğraşın ardından yenebildiğim utanma ve suçluluk duygularıyla kavga ediyordum. Hem de sağlıklı ve normal bir cinsel yaşama kavuşup evliliğimizi hal yoluna soktuktan aylar sonra bile bu duygularla mücadele halindeydim. Kocacığımın da olurunu alıp hikayemi olabildiğince çok insanla paylaşmaya karar verdiğimde ilk aklıma gelen çeşitli forumlara üye olmak ve tecrübelerimi orada paylaşmak oldu. Bunu hala daha yapıyorum ama zamanla forumların beni kısıtladığını, özellikle kalabalık ve çok aktif forumlarda mesajlarımın tahmin ettiğimden daha az insana ulaştığını fark etmeye başladım. İşte o sırada bir arkadaşım kendime bir blog açmamı söyledi. İstediğim zaman, istediğim gibi, istediğim kadar yazabilir ve kendimden başkalarının kurallarına uymak zorunda kalmazdım.

Bu forumları bıraktım anlamına gelmiyor. Kadınlar kulübünde arada sırada yazmaya devam ediyorum. Yine de blogun verdiği kontrol ve özgürlük bir başka. Kaldı ki onca kimi pek de faydalı olmayan sesin arasında kaybolmamak da cabası. Neyse, Seval’in Vajinismusla imtihanı sadece neler yaşadığımın bir öyküsü değil, vajinismusu nasıl yendiğimi anlatan bir başarı öyküsü de değil. Daha ziyade bu meşakkatli süreç boyunca edindiğim tecrübelerin ve öğrendiklerimin paylaşılacağı bir mecra.

Ama önce kendimden biraz bahsedeyim. Neden asla böyle cinsel bir problemin beni bulmayacağına inandığımı anlatayım. Aydın’da doğdum. 1978 yılında. Babam bir lisede fizik öğretmeniydi annem ise kardeşim doğana kadar bir devlet dairesinde memur olarak çalışmış, sonradan pek de gurur duymayacağı bir tercihle erken emeklilik yasasından yararlanıp emekli olmuştu. Her gün iki gazetenin son sayfasına kadar okunduğu bir evde büyüdüm. Anadolu Lisesine gittim. Annemden habersiz lise aşklarım oldu. Hiç birisiyle fazla ileri gitmedik, o kadar da kopuk değildim. Ama dünyadan habersiz bir şekilde de büyümedim anlayacağınız. Sonra İstanbul Ünversitesi işletme fakültesine girdim. Hiç tereddütsüz İstanbul’a yolladılar beni. Bana güveniyorlardı. İki sene KYK yurtlarında kaldım, sonra üç arkadaş Beşiktaş’ta eve çıktık. Son sınıfta daha sonradan kocam olacak biricik aşkımla tanıştım. Ben bir bankada stajyerdim o ise hazine bölümünde çalışıyordu. Eğer o isteseydi evlenmeden onunla birlikte olurdum. Bakirelik konusunda hiç de öyle tabularım falan yoktu. Sevdiğim ve bana güven telkin eden bir adamla birlikte olmaktan kaçınmazdım. Kızımın da tabularla bezeli bir hayatı olmasını istemem.

Neden bu kadar detaylı anlattığımı, ya da eğitimimi ve mesleğimi neden bu denli ön plana çıkardığımı merak ediyor olabilirsiniz. Ailemi ya da kendimi övmek için yapmıyorum. Aksine vajinismusa yol açan sebeplerin ne kadar derinde yatabildiğini ve basitçe bir cehalet hastalığı olarak görülmemesi gerektiğini anlatmak için yazıyorum. Eğer baskı altında yetişmiş, cinselliğin ayıp olduğuna inanarak büyütülmüş, ya da çok bağnaz bir ailede erkeklere karşı sürekli uyarılarda bulunan bir annenin kızı olsaydım o zaman bir vajinismus vakası olmam çok da garip olmazdı. Ve maalesef böyle yanlış bir algı var. Açıkça ve basitçe nedenleri açıklanabilir zannediyoruz ama toplumun ve hayat tarzlarımızın neden olduğu tahribat bazen sandığımızdan daha derinde yatıyor.

Ama Murat beni asla bir ilişkiye zorlamadı. Onun benden önce ciddi flörtleri olmuş, hatta nikahtan bir ay önce tamamen ailelerin anlaşamamasından kaynaklanan bir sebeple bozulan bir nişan geçmişti başından. Hiç açık açık konuşmadık ama onun seks konusunda benden daha tecrübeli olduğu muhakkaktı. Ve dedim ya eğer o da isteseydi evlenmeyi beklemezdim onunla sevişmek için. Ama Murat bana hiçbir baskı yapmadı. Tanıştıktan sonra birkaç ay sonra bana niyetinin ciddi olduğunu çıtlattı. Benimle evlenmek istiyordu. Daha fazla uzatmaya gerek yoktu. Ben de çok istiyordum Murat’la evlenmeyi. Hemen durumu babama anlattım. “Nişan yapalım o zaman”, dedi. “Yönünüz belli olsun.”

İşte böylece nişanlandık. Ben daha okulu bitirmemiştim. Fırsattan istifade Murat da askere gideyim bari dedi ve kısa dönem askerlik yapmaya karar verdi. Bir seneye yakın bir süre nişanlı kaldık ve 2002’de, 24 Mayıs günü Kadıköy evlendirme dairesinde nikah ardından da Bostancı’da bir salondaki samimi törenimiz ile evlendik. İlk gece başımıza geleni ise tahmin ediyor olmanız lazım…

Bir sonraki yazıda ilk aylar nasıl bunalıma girdiğimi, nasıl bir inkar içerisinde olduğumu, kendimi, kocamı, ailemi, dünyayı sırayla nasıl suçladığımı anlatacağım.

14 Şubat 2013 Perşembe

Vajinismus'un nedenleri -1 (fiziksel olmayan sebepler)


Vajinismus fiziksel semptomları olan psikolojik ve biyolojik bir rahatsızlıktır. Altında yatan birden çok sebep olabilir, çoğu zaman tek bir hastada birden fazla nedenin etkileşimi ile kendini gösterir. Basitçe sevişmekten korkmak, ya da vajinaya herhangi bir cisimin girmesinden korkmak şeklinde basite indirgenmesi yanlış olduğu kadar tedavi sürecini de olumsuz etkileyecek bir yaklaşımdır. Şimdi kısaca vajinismusa yol açan fiziksel ve psikolojik sebeplere bir göz atalım. Unutmayın ki hemen hemen tüm vakalarda fiziksel sebeplerin yanında psikolojik nedenler de rol oynar.

Korkular


Cinsel birleşmede acı çekeceğinden korkmak:  Her genç kız ilk cinsel birlikteliği hakkında biraz endişelidir. Ancak kimi zaman bu endişe üstesinden zor gelinen bir korkuya dönüşür. Bu korkuda yetiştirme, cinsellik hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmama gibi sebeplerin yanı sıra vajinayla penisin birleşmesini hep çok büyük bir cisimin nispeten küçük bir deliğe girmesi olarak tahayyül etmek de rol oynar.

Geçmiş bir travma ya da hastalığın tamamen iyilşemediği için acıya sebep vereceğinden çekinmek: Daha önceden yaşanan bir tıbbi problem cinsel birleşmeye karşı bir korku ve kaçınma tepkisi geliştirmeye neden olabilir. Size daha önce rahatsızlık ya da acı veren bir hastalık ya da yaralanmanın tamamen iyileştiğine emin olamadığınız için cinsel birleşmenin aşırı ağrılı olacağından korka

Cinsel birleşmenin vucuda zarar vereceğinden korkmak : Bu da malesef çok yaygın etkenlerden birisi. Cinselliğin tehlikeli, kirli ya da ahlaksız bir eylem olduğu algısıyla büyüyen, sürekli olarak erkeklere karşı uyarılar ve tehditlerle büyüyen kız çocuğu eninde sonunda kocası ya da sevgilisyle cinsel birleşme noktasına geldiğinde birleşmenin bir şekilde bedenine zarar verebileceği korkusuna kapılabilir.

Hamile kalacağından korkmak: Hepimiz çocuk sahibi olmayı istiyoruz. Ya da en azından hayatımızın bir döneminde kendimizi hazır hissettiğimiz zaman dünyanın en muhteşem hissi olan anneliği tatmak için biz de el kaldırıyoruz. Ama pek çok genç kadın, özellikle de genç yaşta ve cinsellik hakkında hiç bir şey öğrenmeden evlendirilen pek çok genç kız sadece cinsellikten değil hamile kalmaktan ve bunun onlara getireceklerinden de çekiniyorlar. Bu çekinme derin bir korku halini dahi alabiliyor. Öyle olduğunda da vajinismus tehlikesi doğal olarak artıyor.

Geçmiş bir hastalık ya da travmanın tekrarlayacağından korkmak: Vajinismus sadece yeni evil ya dad aha önce hiç cinsel birliktelik yaşamamış kadınların başına gelen bir rahatsızlık değil. Kimi zaman idrar yolları ya da genital bölgede meydana gelen bir rahatsızlık sonrasında tekrarlamasından duyulan korku yüzünden de ortaya çıkıyor. Beynimiz bir şekilde daha önce kendisine sıkıntı veren rahatsızlık ya da travmayı cinsel birleşme fikri ile ilintilendiyor ve eğer cinsel birleşmede bulunursak daha önce bize acı veren rahatsızlığımızın geri döneceğini düşünmemize sebep oluyor.

Stres ve Endişeler


Genel anksiyete bozukluğu nedeniyle kasılma :Pek çoğumuz için ilk gece zaten yeteri kadar stresli ve endişe verici bir tecrübe. Bir de üzerine zaten gergin ve endişeli bir yapınız varsa…

Cinsel birleşmede eşini tatimn etme konusunda duyulan endişe : Beni beğenecek mi?, tecrübesizliğimle dalga geçecek mi?, bana yapmak istemediğim bir şeyi yapmam konusunda diretecek mi? bunlar saymakla bitmez hanımlar…

Önceden yaşanmış kötü cinsel tecrübelerin anısı ve tekrarlanacağı endişesi: Kocanız ya da sevgilinizle daha önce cinsel birleşme denemesi yapmış ve eğer bir sebepten başarısız olduysanız aynı kötü tecrübeyi tekrarlama korkusu yaşayabilirsiniz. Ne yazık kı bu pek çok zaman erkeğin performansından ve açık ya da imalar yoluyla performans düşüklüğü için eşini ya da sevgilisini sorumlu tutmasından kaynaklanır. Hele bir de daha önceden fazla tecrübesi yoksa gereksiz bir “ya yine sevişemezsek ve tekrar bana kızarsa” endişesi vajinismusa yol açabilir.

Yetiştirme ya da kişisel sebeplerle cinselliğe karşı negative tutum ve düşünceler: Kaçımız büyürken cinselliğimizi rahatça ve utanmadan yaşayabileceğimizi öğrenerek büyüdük? Önüne gelenle düşüp kalkan bir kevaşe olmaktan bahsetmiyorum elbette. Ancak pek çok Türk kadını farkına bile varmadan kendi cinselliğinden utanmayı ve olabildiğince baskı altında tutmayı öğrenerek büyüyor. Kendini modern olarak gören pek çok ailede bile durum böyle. Haliyle kimi zaman iş çığrından çıkıyor ve cinsel birleşme fikrinin kenidisi bile asla olumlu gözle görülemiyor. Zannettiğimizden daha da yaygın bir problem malesef. 

Peki hanımlar siz ne diyorsunuz? Unuttuğumu düşündüğünüz bir şey varsa yorumlarınızı bekliyorum...

11 Şubat 2013 Pazartesi

Vajinismus kadının hatası mıdır?

Yıllar önce evliliğimin ilk bir buçuk senesini kabusa çevirmişti vajinismus. Ne kadar kendi kendime telkin etsem, ne kadar rahatlamaya çalışsam da ne zaman eşimle birlikte olmaya çalışsak aşılmaz bir bariylerle karşılaşıyorduk. Ve ben buna bir anlam veremiyordum. Kendimi açık fikirli olarak görürdüm ve cinsel tabularım olmadığını zannederdim. Hem sonra vajinismus cahil ve ezilmiş kadınların başına gelen bir şey değil miydi?

Vajinismus ile mücadelem sırasında gerçeklerin hem de nasıl farklı olduğunu gördüm. Uzun bir uğraştan sonra üstesinden geldiğimizde hem bu sendroma önyargı ile yaklaşmamayı öğrenmiştim hem de bir kadının yapabileceği en kötü şeyin bazan farkına bile varmadan vajinismus yüzünden kendisini suçlaması olduğunu anlamıştım. 

Eğer vajinismus yüzünden siz de sıkıntı çektiyseniz ya da çekiyorsanız ya da hatta ileride başınıza gelebileceğinden korkuyorsanız sözlerime kulak verin. Vakaların yüzde 99.9 unda, hemen hemen tamamında yani kadının hiç ama hiç bir suçu yoktur. 

  1. Cinsellikten korkmak ve çekinmek farkına bile varmadan zihnimize yerleşen bir illettir. Kimi zaman bilinç altımızda yer edinir ve aslında kendini açık fikirli ve modern zanneden bir sürü kadın vajinismus ile karşı karşıya kalabilir. Bizzat yaşadım. gazete eklerindeki Gönül Abla tarzı köşelerde arada sırada okur ve hatta gülerdim. Ben evlendiğim zaman benim başıma asla böyle bir şey gelmez derdim. Hanımlar. Ancak bu kadar yanılabilirmişim. Çok zaman o derece derinde yatan psikolojik ve sosyal sebepleri oluyor ki kendinizi ne kadar modern, ne kadar rahat hissederseniz hissedin, kocanızı ya da sevgilinizi ne kadar severseniz sevin başınıza gelebiliyor. Ama unutmayın bunun sorumlusu asla ve asla siz değilsiniz. Kenidinizi bir dakika bile suçlamayın. Ben başıma ilk geldiğinde hep gizli bir suçluluk duydum. Altı ay boyunca bu suçluluk boyunduruğundan kurtulamadığım için eşimle hiç bir ilerleme kaydedemedik. Ne zaman ki açık ya da gizli bir kusurum olmadığına ikna oldum, işte o zaman ilerleme sağlamaya başladık. Elbette bu sadece ilk adımdı ama inanın bana en önemli aşamalardan birisiydi.
  2. Kesinlikle, asla, eşinizi ya da sevgilinizi yeteri kadar sevmediğiniz için vajinismus olduğunuzu düşünmeyin. Evet, kimi zaman partnerinizi yeteri kadar çekici bulmamak ya da örneğin hijyen problemleri yüzünden size itici gelen durumlar olması sebep olabilir. Ancak o zaman zaten vajinismustan daha büyük bir derdiniz var demektir. Eğer böyle açık bir fiziksel sebep yoksa vajinismus kesinlikle sizin sevginizin ya da bağlılığınızın eksikliğinden kaynaklanmaz. Kocanıza hak ettiği sevgiyi veremediğinizi düşünerek kendinize haksızlık etmeyin.
  3. Vajinismus bir aseksüellik belirtisi değildir. Yani cinsellik yönünden bir eksiğiniz gediğiniz olduğu için vajinismus olmazsınız. "Belki de ben seksi yeteri kadar istemiyorum", ya da "benim cinsellik yönünden eksiğim var" gibi düşüncelere asla kapılmamalısınız. Kadının en büyük düşmanı vajinismusu bir cinsel kusur gibi görmesidir. Eğer böyle bir endişeyle yaşarsanız hem ileride problem yaşama ihtimalizin artar hem de eğer hali hazırda sorun yaşıyorsanıs iyileşmenizin önüne büyük bir engel koymuş olursunuz. Asla ve asla vajinismusu bir kusur, cinselliğinizin eksik ya da hatalı olması gibi görmeyin.

Hanımlar, asla ve asla vajinismus yüzünden kendinizi suçlamayın. İyileşmenin ilk ve en önemli adımı bu rahatsızlıktan dolayı kendinizi suçlamamaktır. Tıbbi (biyolojik ya da psikolojik ya da ikisinin bir birleşimi) bir sorun yaşamaktasınız ve bunu çözmenin çeşitli yolları var. Ama unutmayın siz YANLIŞ Bİ ŞEY YAPMADINIZ.